9 Nisan 2015 Perşembe

Yavaş mı Gittim Yoksa? - Furious 7 (2015)



Bu filmin ne olduğu önceki 6 filminde belliyken, hem Paul Walker'ın ölmesinden hem de serinin yedinci filmini yeni bir yönetmene (James Wan) yaptırmalarından dolayı yine de izledim, belki farklı bir şey görürüz diye. Ama ne yazık ki değişen bir şey yok, hatta değerini düşürmüş diyebilirim. Tabii ki maddi değerden bahsetmiyorum, bütçe ve hasılat bakımından zirveye ulaştığı apaçık ortada. Gerçi bu tür filmler sadece para kazanmak ve ego tatmin etmek için yapıldığı ve görünen o ki amacına -maalesef- ulaşıyor, 7 filmdir kendini tekrar ettiği halde.

Film (Hızlı ve Hep Aynı Terane) öncekilerle neredeyse aynı olduğu için karşılaştırmaya girişmeyeceğim. Onun yerine en temel gördüğüm ögeleri maddeledim.

1. Kurgu ve Senaryo
Önceki filmlerinde olduğu gibi korktuğum gerçekleşti ve ahlaktan yoksun, yer yer gereksiz bir şekilde cinsel imgelere boğulmuş sahnelerin olduğu, sinema sanatına ait bir ize rastlanmayan, lise düzeyine bile ulaşamamış ergence yapılan muhabbetleri içeren ve bireysel veya bireyler arası dayanışmaya dayalı oyunculuktan çok sırf gösteriş için kişisel kaslı vücutlarını gösterme çabaları olan bir yapım izledik. Ayrınca yedinci filme göre çok ama çok klişe vardı. Gözümüz artık aynı sahneleri görmekten yoruldu. Kızlar arasındaki teke tek kavga, modern ateşli silahla oynamak yerine bir takım hurda ve hırdavatlarla kapışıp cengaverlik denemek, çift yolda giden tırın kasasından düşen uzun borular, var olmayan üstün bir teknoloji'nin (God's Eye) "yanlış ellere geçerse ne olacak" sorusu, intikam için geri dönme vs.

2. Aksiyon Sahneleri
İnkar edemem, uzun zamandır böyle bol aksiyonlu bir film izlememiştim. Verdikleri paraya ve kullandıkları teknolojiye hakikaten değmiş. Temposundan hiçbir şekilde taviz vermiyor. Sadece Dubai'de geçen binadan binaya atlama sahnesini yetersiz ve basit buldum. Zaten Dubai'de geçen aksıyon sahnesinde zirveyi ele geçirmek çok zor, Tom Cruise'un Mission Impossible: Ghost Protocol'de Burj Halife binasından atlamasından sonra...

3. Jason Statham
Kardeşinin intikamını almaya çalışan Deckard Shaw rolüyle karşımıza çıkan Statham, filmdeki en gereksiz karakterdi belki de. Srıf reklam amaçlı filme geldiği çok belli. Filmden çıkarsa filmin sırıtacağını ve filmde boşluk olacağını düşünmüyorum, zaten Jason için filmi bayağı bir uzatmışlar. Çıkarsa hem film kısalırdı.

Zaten Jason Statham'ın bulunduğu filmler (Revolver ve çok çok nadir bulunan istisnaları dışında) sinema denen bir icraatın ürünü değil, bazılarını kısa süreliğine eğlendirmek için yapılmış sadece gösteriden ibaret. Statham'ın bu yapımda yer alması da filmin değerini (kanımca) küçültmüş veya bir etkisi olmamış, ama şunu diyebilirim ki manevi yönden hiçbir şey katmamış.

4. Çekimler
Bazı sahneler 10larca kamera kullanılarak çekilmiş. Yönetmenin izleyiciye en uygun görüntüyü vermesi önemli, takdir ettim. Çoğu sahnelerse 2-3 saniyelik olarak çekilmiş ve birleştirilmiş. Her aksiyonda olduğu gibi kamera çok kesiliyor.

5. Paul Walker
Özellikle 'Eight Below' filmiyle benim gönlümü kazanmış biridir kendisi. İroni dolu olan ölümü çok tartışıldı. Hatta bazı insanlar filmin sonuna kadar Paul'un öldüğünü düşünmüyordu. Kendisi daha filmin çekimleri bitmeden öldükten sonra filmin kardeşi rol alarak bitirdi. Belki bir takım makyaj hilesiyle, Paul'u kardeşinden ayırt etmek çok güçtü. Hayranları onu özleyecek. Allah'tan rahmet dilemekten başka ne yapabiliriz ki?

Sanki yapımcılar bu adamın üstünden para kazanma çabası içindelerdi. İzleyenlerin çoğu kafalarındaki "Paul Walker öldü mü?" sorusunu cevaplamak için gitmiştir filme. Adamın ölümü gerçek olduğu öldüğüne inanmayanlar da vardı, ta ki Furious 7'a kadar. Ne hayranlık ama...

Eğer film ciddiye alınmazsa, 135 dakikaya dayanıp, kafa dağıtayım, biraz bilgisayar efektlerinde boğulayım diyorsanız, beklentilerinizi karşılayabilir.

Eleştirmenin Puanı: 6.0 / 10


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder